2015'in ilk iki ayı 2014'ün işlerini bitirmekle geçti. Ancak Şubat ayının sonlarına doğru yeni yılı düşünmeye başladım. Bilerek isteyerek sahip olduğum sorumluluklarım bir yanda sadece içimden geldiği için yapmak istediklerim öte yanda... Ben kendimi bildim bileli hep çok çalışırım. Bundan şikayet etmem. Çok da hayal kurarım. Ama hayallerim hep ertelenir; hiç gelmeyen, sadece kendime ayıracağım büyük boş bir zaman beklenir. Bu yıl o hayalleri küçük parçalara ayırıp en azından bir kısmını gerçekleştirmek istedim. Boyalarla ve kumaşlarla biraz daha oynayabilmek (hatta mümkünse düzenli olarak), sanatla ilgili bir kurs ya da ders alabilmek iki hayalimdi.
İlki için kendime bir sınır koymam ve biraz destek gerekiyordu, haftalık kumaşa baskı projesi böyle gelişti. Kağıt egzersizlerini de bir düzene koymaya çalıştım, hatta onlar için de izlediğim haftalık egzersizler vardı ama ilk haftadan sonra aksattım. Şu anda kağıt üzerindeki denemeler bazen kumaş için altlık oluyor, bazen de bağımsız sayfalar olarak ilerliyor. Yine kağıt üzerinde bir yıl boyunca yapmak istediğim bir proje var ama henüz başlayamadım.
Sanatla ilgili kursa gitmeyi ya da ders almayı çok istememe rağmen şu anki durumda mümkün olmadığını biliyordum. Hem fiziksel olarak gitmeye zamanım yoktu hem de ilgilendiğim konularda (karışık teknik resim, kumaş üzerine baskı) bulabileceğim bir kurs yoktu. Ben de buna en yakın şeyi araştırmaya başladım: Yani internet üzerinden takip edebileceğim kursları. Belirli bir ürünü yaptıran/ kopyalatan değil de teknikler üzerine yoğunlaşan bir kurs arıyordum.
Kendi kendime minik adımlarla ilerlerken Mart ayında çok acaip şeyler oldu. Ay ortasında yakın bir arkadaşım beni ilk sanat atölyemi düzenlemek üzere üniversiteye davet etti.
-----------
The first two months of 2015 had passed by finishing the works of 2014. It was only late February that i have started to think. My conciously and willingly gained responsibilities on one side, the things that i want to do just because i feel like on the other side... I have always been a hard worker. I never complain about that. I also dream a lot. But my dreams are always postponed, to a later but never happening moment, waiting for a big spare time that i will only reserve for myself. This year i wanted to achieve at least a little part of those dreams by dividing them into smaller bits. Playing with paints and fabric more (regularly if possible), taking a course on art were two of my dreams.
For the first one i needed to put some rules and encouragement for myself. This is how 52 weeks of print making project had developed. I also tried to regulate my paper exercises, i even started following weekly prompts but i just skipped them after the very first week. At the moment paper exercises sometimes provide a base for the fabric project and sometimes they evolve on their own. I also have another paper project for this year but still could not start.
Though i really wanted to take an art course i knew it was impossible at this moment. I neither had the time to frequently go to a course venue nor could i find one on the topics i was interested in (mixed media painting, printing on fabric) So i started searching for the next best thing: An online course that i could follow. I was looking for a course that would focus on techniques rather than forcing me to produce/ copy a certain product.
While i was progressing in tiny steps on my own, so weird and awesome things happened in March. In the middle of the month a close friend of mine invited me to hold my first art workshop in the university.
"Temel Amaç: Oyun Oynamak/ Main Purpose Is: To Play"
Atölye davetinden birkaç gün sonra, düzenli olarak izlediğim sanatçı Julie Balzer'ın blogunda bir haber aldım. Julie'nin yeni tasarladığı şablonlardan birini kazanmışım. O blogu izleyen binlerce insan var.
------------------
A few days after the workshop invitation, i got news from the artist Julie Balzer's blog. I won one of Julie's new stencil designs. Thousands of people follow that blog.
Balzer Designs web sitesinden alınmıştır./ Taken from Balzer Designs web page.
25 Mart'ta atölyeyi düzenledik ve aynı gün bir haber daha aldım. Düzenli olarak izlediğim başka bir sanatçı olan Alisa Burke'ün yeni online dersine katılma hakkı kazanmışım. Bu blogu da izleyen binlerce insan var, çekilişe katılan kişi sayısı 452. Sanatla ilgili olmasa bu çekilişlere katılmazdım. Ama zaten bugüne kadar hiçbir şey kazanmış da değilim.
-------------
We held the art workshop on March 25 and i got other news on the same day. I won a seat in the artist Alisa Burke's new online course. There are thousands of people following this blog, too, and 452 people who joined the giveaway.I would never join these giveaways if they were not art related. But anyways i have not won a single thing in my life until that week.
Alisa Burke web sitesinden alınmıştır./ Taken from Alisa Burke's web page.
Gonca Hanım bana Çanakkale'de düzenlenen "Barış Petekleri" projesinden bahsetti ve katılmam için cesaretlendirdi. Konusu evrensel barış olan, Çanakkale Meydan'da açılacak ve kalıcı olacak bir açıkhava sanat sergisi. Başvurmaya çekindim. İstenen özgeçmişe ne yazacaktım? Böylece tarihin yakınlığını bahane edip vazgeçmiştim. Ama Gonca Hanım başvuru süresi uzatıldı deyince bekleyip bekleyip son gün başvurdum. 2 dosya yolladım, birinde kısa mesleki özgeçmişim, ötekinde kendi kendime yaptığım "sanat" denemeleri. 31 Mart'ta başvurumun kabul edildiği mesajı geldi. Sergi 25 Nisan'da Anzak Günü'nde açılacak. Bu hafta çalışmamı bitireceğim.
--------------
Gonca Hanım mentioned me about the "Peace Honeycombs"
project in Çanakkale, Turkey and encouraged me to join. It is an international, open air art exhibition on universal peace, which will be located in main town square and will be permanent. (Çanakkale is the city home to Dardanelles Strait and Gallipoli Wars of 1915- 1916. A lot of people died during the wars and the biggest loss was among Ottoman and Anzac soldiers.) I was hesitant to apply. What would i write in my cv? Thus, i declined from applying, saying the due date was near. But Gonca Hanım said the application period was extended. I waited until the very last day and applied. I have sent two files, one contains my short professional cv, the other my "art" trials. I received the approval message on March 31. The exhibition will be revealed on April 25, Anzac Day. I will finish my work this week.
"Barış Petekleri" web sitesinden alınmıştır. / Taken from the web site of "Peace Honeycombs".
Atölye için üniversiteye gittiğimde yanımda eskiz defterimi, kumaş üzerine baskı çalışmalarımdan örnekleri ve yakın arkadaşım için diktiğim çantayı götürmüştüm. Bir dizi tesadüf sonucunda, diktiğim çılgın çantaları İzmir'de bir dükkanda satmak için bir teklif aldım ve denemeye karar verdik. Mimarlık ofisimizin adı Yerdeniz ve zaten farklı ölçeklerde tasarım yapıyoruz. O yüzden çantalara da "Yerdeniz" adını verdik. Böylece Yerdeniz Tasarım için yeni bir macera başlamış oldu.
-----------------------
When i went to the university for the workshop, i brought my sketch book, examples of prints on fabric and the bag i had sewn for my friend along with me. Due to a couple of coincidences, i received a proposal to sell my crazy hand sewn bags in a brick and mortar shop in Izmir. And we decided to give it a try. The name of our architectural office is "Yerdeniz (Earthsea)" and we already operate on different design scales. This is why we named the bags "Yerdeniz (Earthsea)". So, a new adventure had started for "Yerdeniz Tasarım (Earthsea Design)".
------------------------xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx-------------------------
Ve bu doğrultuda etiket üretmek için denemeler. Kumaş etiket bastırmanın bir yolunu bulamadım. Bunları yapan yerler var ama ben önce elimdeki malzeme ile ne yapabilirim görmek istedim.: En üstte iki farklı kurdele üzerine sabit mürekkepli kalem, markör ve ıstampa mürekkebi ile denemeler, 3. sırada polyester şerit üzerine sabit mürekkepli kalem ve ıstampa mürekkebi ile deneme. 4. sıra polyester şerit üzerine akrilik ile baskı. 5. sıra kesilmiş akrilik baskılı etiketler. İlk üç parçayı yıkayıp mürekkeplerin dağılma durumuna baktım. Sabit mürekkepli kalemlerden umutluydum ama hepsi de dağıldı.
--------------
And the trials to produce fabric tags in this direction. I could not find a way to print fabric tags. There are places which print them but first i wanted to see what i can do with the material i already have. The topmost two are ribbons with permanent pens, markers, endorsing ink stamps. 3. row is polyester band with permanent pen and endorsing ink stamps. 4. row is polyester band with acrylic stamp. 5. row is acrylic stamped and cut tags. I washed the first three pieces to see how the inks smeared. I had high hopes for permanent pens but they all smeared.
Kurabiye kaşesi. Harfler 6mm yüksekliğinde./ Cookie stamps. The letters are 6mm high.
Ve Yerdeniz'in ilk çantası (kalemlik) :) Geçen haftaki kumaşa baskı parçaları ile pazen karışımı. Hermes Çanta ön yüzü. Boyutlar 10 x 20 cm.
Yunan mitolojisine (eski ve efsanelerle karışık inanışları diyelim) göre evrende birçok tanrı yaşar. Aklımıza gelebilecek her olgu için bir tanrı ya da tanrıça bulunur. Yunan tanrıları insanlar gibi kusurludur. Hata yaparlar, acı çekerler, komik durumlara da düşerler, mutlu da olurlar. Belki de insanlardan tek farkları ölümsüz olmalarıdır. Bu açıdan bakıldığında o tanrılar bana daha "insancıl" ve erişilebilir gelir. İşte böyle bir evrende, Hermes ticaretin, hırsızların, yolcuların, sporcuların, atletlerin ve bilinen tüm sınırların/ geçişlerin tanrısıdır. Ayrıca tanrıların sözcüsüdür, yeraltı dünyasına (ölüm ülkesi) geçişi de düzenler. Bir anlamda postacılık görevini üstlendiği için hızlı hareket etmek zorundadır. Bu yüzden kanatlı sandaletleri ve kanatlı bir miğferi vardır. Önemli yolların başlangıcında Hermes heykelleri yer alır. Yolcular işlerin iyi gitmesi için bu heykellere dokunur öyle yola koyulurlar.
Peki Yerdeniz'in ilk çantasında neden Hermes belirmiştir? Tamamen tesadüftür, belki de yolculuk için iyi dilek mesajıdır :)
------------------------
And the first bag (pencilcase) of Yerdeniz :) Printed fabric pieces of last week mixed with flannel. Hermes pencil case front face. Dimensions are 10 x 20 cm.
In Greek mythology (let's say old and legendary beliefs) many deities live in the universe. There are gods and goddesses for any phenomenon you can think of. Greek gods have faults just like humans. They make mistakes, suffer in pain, fall into ridiculous circumstances, be happy. Perhaps, their only difference from humans is that they are immortal. From this perspective these deities feel more "humane" and approachable to me. In such a universe, Hermes is the god of commerce, thieves, travelers, athletes and the patron of all known boundaries/ border crossings/ transitions. Moreover, he is the messenger of Gods and he also rules the passage to the underworld (land of death). As he acts like a postman he has to move fast. That is why he has winged sandals and a winged helmet. At the intersection of important roads, Hermes statues are placed. The travellers touch these statues to wish for a smooth travel and then hit the road.
Why does Hermes appear on the first bag of Yerdeniz? It is a complete coincidence, or maybe it is a good wish message for the adventure :)
Yunan mitolojisine (eski ve efsanelerle karışık inanışları diyelim) göre evrende birçok tanrı yaşar. Aklımıza gelebilecek her olgu için bir tanrı ya da tanrıça bulunur. Yunan tanrıları insanlar gibi kusurludur. Hata yaparlar, acı çekerler, komik durumlara da düşerler, mutlu da olurlar. Belki de insanlardan tek farkları ölümsüz olmalarıdır. Bu açıdan bakıldığında o tanrılar bana daha "insancıl" ve erişilebilir gelir. İşte böyle bir evrende, Hermes ticaretin, hırsızların, yolcuların, sporcuların, atletlerin ve bilinen tüm sınırların/ geçişlerin tanrısıdır. Ayrıca tanrıların sözcüsüdür, yeraltı dünyasına (ölüm ülkesi) geçişi de düzenler. Bir anlamda postacılık görevini üstlendiği için hızlı hareket etmek zorundadır. Bu yüzden kanatlı sandaletleri ve kanatlı bir miğferi vardır. Önemli yolların başlangıcında Hermes heykelleri yer alır. Yolcular işlerin iyi gitmesi için bu heykellere dokunur öyle yola koyulurlar.
Peki Yerdeniz'in ilk çantasında neden Hermes belirmiştir? Tamamen tesadüftür, belki de yolculuk için iyi dilek mesajıdır :)
------------------------
And the first bag (pencilcase) of Yerdeniz :) Printed fabric pieces of last week mixed with flannel. Hermes pencil case front face. Dimensions are 10 x 20 cm.
In Greek mythology (let's say old and legendary beliefs) many deities live in the universe. There are gods and goddesses for any phenomenon you can think of. Greek gods have faults just like humans. They make mistakes, suffer in pain, fall into ridiculous circumstances, be happy. Perhaps, their only difference from humans is that they are immortal. From this perspective these deities feel more "humane" and approachable to me. In such a universe, Hermes is the god of commerce, thieves, travelers, athletes and the patron of all known boundaries/ border crossings/ transitions. Moreover, he is the messenger of Gods and he also rules the passage to the underworld (land of death). As he acts like a postman he has to move fast. That is why he has winged sandals and a winged helmet. At the intersection of important roads, Hermes statues are placed. The travellers touch these statues to wish for a smooth travel and then hit the road.
Why does Hermes appear on the first bag of Yerdeniz? It is a complete coincidence, or maybe it is a good wish message for the adventure :)
Arka yüz/ Back face
Fermuar/ Zip
Astar / Lining
Bu çantalara ayrıca karton bir etiket ile ayrıntılı bilgi ve yıkama talimatı ekleyeceğim.
---------------
I will add a cardboard tag to these pouches including detailed information and washing instructions.
yerdeniz. harika çok mutlu oldum ne güzel bir yazı, bir birinden güzel bir sürü güzel haber, harikaaaaa
YanıtlaSilTeşekkür ederim Gonca Hanım. Minik adımlara devam :)
Sil