30.04.2015

Barış Petekleri/ Peace Honeycombs

Barış Petekleri, Gonca Hanım (ornitorenk handmade) sayesinde haberdar olduğum bir proje. Konusu adı üzerinde evrensel barış. Çanakkale'de, açıkhavada kalıcı olacak uluslararası bir resim ve fotoğraf sergisi. Ben hayatım boyunca hiç resim yapmadım. (Eskiz defterime yaptıklarım hariç) Başvuru için gereken özgeçmişe ne yazacağım diye düşünüp, başvurmaktan vazgeçmişken Gonca Hanım yine beni cesaretlendirdi. "Başvuru süresi uzatıldı" dedi :) Ona ne kadar teşekkür etsem azdır. Son gün yolladım dosyalarımı. Kabul geldi. Teslim tarihinden iki gün önce de bitmiş resmi postaladım. Sergi Çanakkale'de kuruldu ve 25 Nisan 2015'te açıldı. Yani Çanakkale Savaşı'nın 100. yılında, Anzak Günü'nde. İlk katılım çağrısına 600'den fazla sanatçı katılmış. Ancak hedef 1000 kişi olduğu için 2. çağrı da açık. Ağustos ayında tekrar başvuru alınacak.
--------------
Peace Honeycombs is a project i was made aware of thanks to Gonca Hanım (ornitorenk handmade). The theme is universal peace as the name implies. It is a permanent, international, open air painting and photography exhibition set to be placed in Çanakkale, Turkey. I have never painted in my life. (Except the ones in my sketchbook) I thought about the cv required for application and i declined as i did not know what to write. But Gonca Hanım encouraged me again and said the application period was extended. I am really thankful. I have sent my files on the last day. I was accepted. I have posted my painting two days prior the due date. The exhibition had been set up in Çanakkale and opened on April 25, 2015.  On the 100th anniversary of Çanakkale Wars, on the Anzac Day. More than 600 artists joined in on the first call. But the target is 1000 artists. Thus the 2nd call is open and the second opening will be in August. In August new applications will be accepted.  


Hayatımda ilk defa gidip tuval bezi (kanvas?) aldım. Böyle bir şeymiş. Kumaş üzerinde önde va arkada iki tabaka var.
----------
I bought canvas fabric for the first time in my life. Here it is. There is one layer on the front and back of the fabric.


Önce peteğin ölçülerini işaretleyerek başladım.
--------
First i drew the dimensions of the honeycomb on the canvas.

Sonra genel yerleşimi oturtmaya çalıştım. Tabii ki yazılı bir şeyler yapacaktım.
---------
Then i tried to plan the general layout. Of course it would involve text.



Fonu gökkuşağı renklerine boyamak istedim. Yerlerini test ettim.
-------------
I wanted to paint the background in rainbow colors. I tested their locations.


Renkleri akrilikle tuvale aktardım.
----------
I transferred the colors with acrylic onto canvas.


Metni ekledim. Yaprakların biraz kanat gibi gözükmesini istemiştim. Sözcükler uçuyormuş hissi versin diye. Bilmiyorum ne kadar becerebildim...
---------------
I have added the text. I wanted the leaves to look like wings a bit. To pretend the words are flying. I do not know if i could achieve it...



Sonuç olarak sergi açıldı. Resmim ve ismim orada, peteklerin arasında :) Yukarıdaki iki fotoğraf web sayfasından alıntı, ben henüz gidip kendim göremedim. Ama gitme niyetindeyim. 
Tuval üzerine yaptığım ilk resim kalıcı bir sergiye katıldı. Nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Biliyorum çok naif, kimileri için saçma. Ama benim için çok önemli. Geçen yaz gelen savaş haberlerinin arasında bir kartın üzerine "Barış! Hemen şimdi!" yazmıştım. Tek istediğim buydu, kişisel ve toplumsal barış, birazcık huzur. 1,5 yıl sonra önüme çıkan bu sergi o ilk çağrının devamı gibiydi benim için. Sanatın iyiliği tetikleme gücü var, kötülüğü eleştirme görevi de. İnanıyorum, "dünyayı güzellik kurtaracak".
----------------
Finally, the exhibition opened. My painting and my name are there, among the other peace honeycombs :) The two photos above are taken from the website, i could not see it personally  yet. But i am planning to go and visit.
My first painting on a canvas ever had joined a permanent exhibition. I can't describe how happy i am. I know it sounds so naive, even ridiculous. But it is important for me. Last summer, among the war news i wrote "peace right now!" on a card. My only wish was this; personal and public peace, a little rest. This exhibition which came my way after 1,5 years was like the continuation of my first call. Art has the power to trigger good as much as the duty to criticize evil. I believe, "the world will be saved by beauty".


Ek: 06 Mayıs 2015 tarihinde Gonca Hanım'dan gelen fotoğraf.
-----------
Addition: The photo that arrived from Gonca Hanım on 06 May 2015.

27.04.2015

yaprak/ leaf

Yeni bir şablon ya da damga yaparken önce mutlaka kağıt üzerinde deniyorum. Bu sayfada neler var? Fonda artmış akrilik boyalar, üstte bilgisayardan bastığım desenin bir parçası, onun üzerine akrilik sprey ile şablon denemesi ve kenarda başka bir katman olarak yine akrilik boya. Ayrıca desen aralarında yağlı pastel. Normalde biraraya getirmeyi düşünmeyeceğim renkler. Çok katmanlı sayfaları denemeye devam etmek istiyorum. Genelde "az çoktur" mantığıyla ilerliyorum ama çok katmanlı sayfalar beni zorladığı için daha verimli işler çıkabiliyor. Eski kitap sayfalarında çalıştığım için o sayfayı bozma korkusunu da yenmeme yardımcı oluyor. Akrilik çok affedici bir boya, hoşuma gitmeyen şeyleri her zaman kapatma şansım var. Ama sevmediklerimi kapatma dürtümü bastırıp o katmanlarla ilerlemeye çalışıyorum. Bakalım bu egzersizler nereye varacak...
------------------
I always try a stencil or stamp on paper first as i carve out the design. What does this page have? Leftover acrylics in the background, a piece of the pattern i have printed from the computer, a stencil trial with homemade acrylic spray on top and another layer of acrylic on the edge. There is oil pastel in between the lines of the pattern. Normally I do not think of bringing these colors together. I want to continue to try multi layered pages. Generally i stick with "less is more" but the multi layered pages challenge me, thus they are more efficient. Working on altered book pages helps me to overcome the fear of ruining pages. Acrylic is very forgiving, so i can always cover what i do not like. But i repress my urge to cover my dislikes and proceed with the layers. Let's see where these exercises will take me...


26.04.2015

52 haftada baskı yapmak 10. Hafta / 52 weeks of printmaking Week 10

Bu hafta yeni şablonlar kestim ve hemen denedim. Kumaşı çok önceden boyamıştım. Aslında ahşap bir kutuyu boyarken içinde fırçaları beklettiğim suya tekstil medium ekledim ve kumaş parçalarını batırdım. Bu haftasonu da şablonlarla kendi yaptığım sprey boyayı kullandım ve desenleri boyadım.
-----------
This week i have cut new stencils and tried them immediately. I dyed the fabric a long time ago. Actually i was painting a wooden box and i used the water that held my dirty brushes. ı added textile medium to the water and soaked the fabric pieces. This weekend i used the homemade stencils with my homemade acrylic spray and painted the patterns.


Spreyi bir kere sıkınca böyle temiz bir desen çıktı. 
--------
When i pressed the sprey bottle once the pattern came out very neatly.

Spreyi birkaç kere sıkınca boya dağıldı ve şablonun altına sızdı. Bunda deseni belirginleştirmek için siyah keçeli kalem kullandım. Suda dağılacağına eminim ama denemesem olmazdı.
---------
When i sprayed more than once the paint spread and bled under the stencil. I used a black felt tip pen to outline the pattern on this one. I am pretty sure it will smear with water but i had to try.


24.04.2015

şiirli cumalar 24 Nisan 2015/ poem fridays 24 April 2015

KIZCOCUĞU

Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

Hiroşima`da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin,
şeker de yiyebilsinler

Nazım Hikmet Ran
------------

GIRL

I come and stand at every door
But no one hears my silent tread
I knock and yet remain unseen
For I am dead, for I am dead.

I'm only seven although I died
In Hiroshima long ago
I'm seven now as I was then
When children die they do not grow.

My hair was scorched by swirling flame
My eyes grew dim, my eyes grew blind
Death came and turned my bones to dust
And that was scattered by the wind.

I need no fruit, I need no rice I
need no sweet, nor even bread
I ask for nothing for myself
For I am dead, for I am dead.

All that I ask is that for peace
You fight today, you fight today
So that the children of this world
May live and grow and laugh and play.

Nazım Hikmet Ran

"Diren Kalbim" çanta/ " Hold on my heart" bag

Ölçüler: 21 x 26 cm. Pamuklu kumaş üzerine akrilik boya,  pazen aplike, pamuklu astar. 
Eskiz defterime çalıştığım bir sayfadan kumaş üzerine.
---------------
Dimensions: 21 x 26 cm.Acrylic paint on cotton fabric, flannel applique, cotton lining. 




23.04.2015

Balıklı çanta/ Fishy Bag

Ölçüler: 11 x 21 cm. Pamuklu kumaş üzerine akrilik boya, pamuklu astar. 
Bu sefer şablonla sünger kullandım. Sonuç çok temiz oldu.
---------------
Dimensions: 11 x 21 cm.Acrylic paint on cotton fabric, cotton lining. 
This time i used a piece of sponge with the stencil. The result is much cleaner.

Ön yüz/ Front face


Arka yüz/ Back face


Fermuar/ zip


Astar/ lining 

22.04.2015

Kırmızı pazen etek/ Red flannel skirt

Sonunda aylardır elimde sürünen eteği bitirebildim. Kalıp Burda 2013 Aralık sayısından, model 126. Midi evaze etek. Model çok basit olduğu için seçmiştim. Sadece önüne küçük bir cep ekledim.
--------
At last i could finish the skirt that had been lingering for months. The pattern is from Burda 2013 December volume, model 126. I chose this model because of its simplicity. I just added a pocket to the front.




20.04.2015

Kumaş düzenleme/ Tidying up fabric

52 haftalık baskı projesi ile birlikte evde birikmeye başlayan kumaş parçalarını zaptetmek zorunlu hale geldi. İnternette kumaş düzenleme, hobi köşeleri ya da odaları üzerine sayısız görsel var. Ben kısıtlı bir alanda çalıştığım için kendime uyacak bir çözüm bulmalıydım. Kumaşları boyutlarına göre üçe ayırdım. Böylece dikiş dikerken de biraz zaman kazandım.
Çok küçük parçaların, ince şeritlerin olduğu sepet:
---------
It became unavoidable to tidy up the fabrics at home as 52 weeks of printmaking project kept continuing. There are numerous online images on fabric ordering, hobby corners or rooms. As i work in a limited space i had to come up with a solution for myself. So i divided the fabrics into three groups regarding their sizes. Thus, i gained some time while i was sewing.
The basket that contains very small, band like pieces:


A4 Dosya kağıdından daha küçük (21 x 29.7 cm) parçaların olduğu dosya
-----------
The file that contains the fabric pieces smaller than A4 size (21 x 29.7 cm)


Dosyanın genel görünümü
----------
Overall look of the file


Büyük kumaş parçalarının olduğu sepet
------------
The basket that contains big fabric pieces

52 haftada baskı yapmak 9. Hafta / 52 weeks of printmaking Week 9

Bu hafta kumaşı katlayarak yapılan "shibori" tekniğini denedim. Normalde boya olarak indigo kullanılıyor ama ben akrilik boya kullandım. 
Önce kumaşı ütüleyerek katladım.
----------
This week i tried "shibori" technique. Normally indigo is used but i used acrylic paint.
First i started by folding the fabric via ironing.



Katlanan kumaş biraz kalın olduğu için çengelli iğne ile tutturamadım. Çaprazlama dikiş attım.
--------------
As the folded fabric was a bit thick i cut not put a safety pin. So i made a cross stitch.

Üçgen kumaşın sadece kenarlarını akrilik boya-kumaş medium-su karışımına batırdım. Kullandığım kap bir dondurma kutusunun kapağı.
---------------
I dipped the edges of the folded triangle fabric into the mixture of acrylic paint- fabric medium- water. My container is the lid of an ice cream box.


Ve işte sonuç:
-----------
And the results:



14.04.2015

52 haftada baskı yapmak 8. Hafta / 52 weeks of printmaking Week 8

Bu hafta fazla zamanım olmadığı için kumaşları "sıkıştırma" tekniği ile boyadım :) Parmaklarımla boyayı yüzeye dağıtıp kumaşın üzerine aynı boyutlarda başka bir kumaşı bastırdım. Bunu daha önce kağıt üzerinde denemiştim. Tek parça kumaşı ikiye katlayarak da olabilir.
----------------
As i did not have too much time this week, i painted the fabrics by "squeezing" technique :) I spread the paint on the fabric with my fingers then press a similar sized fabric against it. I have tried this on paper before. It can also be done by folding a single piece of fabric into two.



13.04.2015

Özgürlük Çanta 2/ Freedom Bag 2

Bu haftanın baskısını henüz yapmadım ama geçen haftanınki ile bir çanta diktim.
Ölçüler: 21 x 26 cm.
Pamuklu kumaş üzerine akrilik boya + pötikare pamuklu kumaş, pamuklu astar.
---------------
I haven't done the print of this week but i sewed a bag with last week's print.
Dimensions: 21 x 26 cm.
Acrylic paint on cotton fabric + gingham cotton fabric, cotton lining.


Ön yüz/ Front face


Arka yüz/ Back face


Fermuar/ Zip


Astar/ Lining

10.04.2015

52 haftada baskı yapmak 7. Hafta / 52 weeks of printmaking Week 7

Buralarda ilkbahar, sonbahar pek yaşanmaz. Kış yağmurları devam ederken bir sabah kalkarsınız yaz gelmiştir. Havanın kendisi mevsim geçişleri için güvenilir bir gösterge değildir ama İzmir'de baharın geldiğini şaşmaz biçimde gösteren başka bir işaret bulunur: Uçurtmalar. Çoğu zaman Şubat ayının güneşli günlerinde bile göze çarpan bu arkadaşlar Mart ayının ilk günü ile meydanlara iner, şehiriçindeki tepelere sokulur, bazen de dağlara çıkar. Böylece baharın geldiği resmen ilan edilir. Artık günler uzamıştır, iş çıkışı güneş hala batmamıştır, büyükler yorgun argın evlerine ulaşmaya çalışırken çocuklar ellerinde uçurtmalar onların etrafında koşturur. 
Benim çocukluğumun da en güzel anılarından biri baharda dedemle yaptığımız uçurtmalardır. Hiç aksatmadan her baharda koşa koşa çıtalar alıp getirirdi. Evde unla suyu karıştırıp yapıştırıcı niyetine bir bulamaç hazırlardı. İpleri gerip bazen gazete kağıdıyla bazen de renkli kağıtlarla kocaman altıgen uçurtmalar yapardık. Boyu bizden büyük olurdu uçurtmaların, kuyrukları da çok uzun ve görkemli. Sonra da kardeşimle benim elimden tutup  bizi en yakındaki yeşil tepeye çıkarırdı dedem. Karşıda körfez manzarası, etrafımızda bizim gibi bir dolu çocuk sabahtan akşama uçurtma uçururduk. Uçurtmanın hem mutlulukla hem özgürlükle bir ilgisi vardı.
Büyüdükçe altıgen uçurtmalardan vazgeçtik, sadece kağıtlardan yaptığımız şeytan uçurtmalarına döndük. Zamanla onları da unuttuk. Liseden mezun olup üniversiteye başlayana kadar aklımdan çıkmıştı uçurtmalar. Sonra Ankara'ya gittiğim ilk yılın baharında okulumuzun meşhur stadında yeniden karşılaştım uçurtmalarla. Kimileri bizim şeytan uçurtmaları gibi basitti kimileri de mühendislik harikası. Uçurtmaları yapmak ve uçurmak toplumsal bir etkinlikti. Hem mutlulukla hem de özgürlükle bir ilgisi vardı.
Yıllar geçti, ben İzmir'e geri döndüm. Uçurtmalar sadece baharda değil başka zamanlarda da karşıma çıktı. İnsanların söyleyemediği söz, özlediği dayanışma olduklarını gördüm. Sırf bu yüzden uçurtma gibi masum bir şeyin gökten zorla indirildiğini, yakıldığını da gördüm.
Bu haftaki baskı baharın ve güzelliklerin müjdecisi uçurtmalar için. Hala fırsat varken kendi ellerinizle bir uçurtma yapıp uçurmanız dileğiyle...
-------------------------
We don't live spring or fall very much here. As the winter rains continue you wake up one day and find summer outside. Though the weather itself is not a dependable phenomenon to show seasons' pass, there is a definite sign in Izmir that shows the arrival of spring: Kites. Most of the time, these dudes show up in February but on the first day of March they reach out to public squares, creep on the peaks inside the city and sometimes climb the mountains. Thus, the arrival of spring is officially announced. The days are longer, the sun does not go down when you come out of work, as the adults try to reach their homes so tired the kids circle them running around with kites in their hands.
One of my best childhood memories are the kites we used to do with my grandfather. He used to bring thin timber sticks home every spring. He would prepare a glue mixing water and flour. Sometimes with newsprint and sometimes with colorful paper to cover the strings, we would make big hexagonal kites. They would be bigger then us, and have very long and outstanding tails. And then my grandfather would hold me and my brother by the hand to lead us to the nearest green peak. With a bay view across, surrounded by many kids like us, we would fly the kites all day long. Kites had something to do with happiness and freedom.
As we grew older, we gave up on hexagonal kites and started doing the basic chapi-chapi kite. In time we forgot about them, too. Kites got out of my mind until i graduated from high school and went to university. On the spring of my first year in Ankara, i came across kites in the famous stadium of our school. Some were very basic like our chapi-chapi kites and some were engineering wonders. Making and flying kites were communal activities. They had something to do with happiness and freedom.
Years passed, i returned back to İzmir. I came across kites not only in spring but also at other times. I saw that they became the unspoken word, the missed solidarity. And just because of this reason i saw something as innocent as kites being taken down from the sky by ill- force and being burnt.
This week's print is dedicated to the messengers of spring and all things beautiful, kites. I hope you make a kite by your own hands and fly it while you can...


Özgürlük: Freedom