3.10.2013

anlar/ the moments 1-2

Ekim ayı boyunca her gün için bir anın resmi. Mükemmellikten uzak, küçük anlar...Tammy'nin projesi.
------------
A photo of a moment for every day of October. Far from being perfect, small moments...Tammy's project.


5 yıl önce başladığım ve hala dönmek için can attığım heykel çalışmalarım/ Sculpture studies that i have started 5 years ago and still longing to return


Ofisin hem değişken hem de sabit manzarası. Denizin üstünde şehir hatları vapurları, feribotlar, yük gemileri, yolcu gemileri, yelkenliler, körfez temizlik gemileri, botlar, nadiren balıkçı tekneleri ve daha neler neler... / Both stable and variable view of the office.City transfer ships, ferries, international transport ships, cruisers, sailing boats, ships for cleaning the bay, yachts, occasionally fishing boats and so much more over the sea...

27.09.2013

düşey bahçe/ vertical garden

Bahçeden çaldığımızı geri vermek için.../ In order to give back what we have stolen from the garden...

 Okul binamızın giriş duvarında/ On the entrance wall of our university building
 Keçe panodaki keselerinin içinde/ Inside the sacks of the felt panel
 Damlama yöntemiyle sulanan Ege-Akdeniz bitkileri/ Aegean-Mediterranean plants watered with dripping method
 Her biri bir avuç toprağın içinde/ All of them are in a palm scale amount of soil
2 ayda 2 katına çıkmışlar/ Had grown twice the size in 2 months time

24.09.2013

Tanınan tüm yetkileriyle.../ This is to certify that...

...bazen tek olmak istediğin bir deniz kızıdır.../ 
...sometimes all you want to be is a mermaid...


İster yazayım ister çizeyim ister tasarlayayım bütün yaptıklarım katmanlardan ibaret. Gelişkin soğan kabukları.(indeks kartı, fon kartonu, kontraplak beyaza boyalı dümen, beyaz yağlı pastel, pazen parçaları, kurdela parçaları, dantel parçaları, ip, deniz kabuğu)
--------------------------------------
Whether i write or draw or design, all i do is composed of layers. Mature onion skins. (index card, craft cardboard, white painted plywood steering wheel, white oil pastel, flannel pieces, ribbon pieces, lace pieces, thread, seashell)

 
Hergün sanat/ Art everyday :: 102
Günlük kağıt egzersizi no.6/ Daily paper prompt no.6

Not: Carolyn Dube bu çalışma için ilham verdi.
PS: Carolyn Dube had inspired this work.

18.09.2013

Direniş 3/ Resistance 3



3.5x3.5 cmlik kağıtlarla oluşturduğum mozaik üzerine beyaz akrilik boya ile "Direniş".
----------------
"Resistance" in white acrylic paint on a paper quilt of 3.5x3.5 cm pieces.

Hergün sanat/ Art everyday :: 101
Günlük kağıt egzersizi no.42: El yazısı/ DPP no.42: hand lettering

Hergün sanat/ Art everyday :: 100


Daha önce sulandırılmış akrilik boya ile renklendirdiğim kağıt üzerine ıstampa mürekkebi ile damga yaptım. Çok mürekkep alınca desen iyice dağıldı.
-------------
I stamped with endorsing ink on a piece of paper colored with diluted acrylic paint. Too much ink destroys the pattern.


Az mürekkep daha iyi sonuçlar verdi.
---------------
Less ink certainly proved better.

17.09.2013

Hergün sanat/ Art everyday :: 99

Başka bir kağıt egzersizi.Adı "zımbalı kolaj". Bu kavramı herkes farklı biçimlerde yorumlayabilir.Ama bu hafta Tammy'nin blogunda Lauren Bergold durumu tek zımba kullanarak bir kolaj oluşturma diye tanımlamış. Ben de aynen böyle denedim. 
------------------
Another paper prompt, named "Stapled Collage". Anyone may interpret this differently. But this week on Tammy's blog, Lauren Bergold had defined it as producing a collage with only 1 staple. Thus i have tried it as such.


Elime bir indeks kartı aldım. Çalışmak için küçük bir yüzey olsun istedim. Kartın ince mavi çizgilerini görünce içimden yalnızca maviler kullanmak geldi. Katmanlar en alttan üste doğru:
1.İndeks kartı
2.Mektup zarfının içi (telefon faturasının zarfı:)
3. Bir yelkenlinin reklam sayfası
4.İkea broşürü, kat planı
5. Yine mavi/turkuaz çizgili milimetrik çizim kağıdı
6.eski bir dantel parçası
7.turkuaz elişi kağıdından kesilmiş bir daire
8. eski bir parfüm kutusundan kesilmiş bir daire
9. koyu mavi elişi kağıdından kesilmiş bir daire
10.yılbaşında ilk yaptığım kağıt egzersizi için bastığım ama kullanmadığım balık resmi (aklım sürekli denizde olduğu için balığın da bu kolaja sızması kaçınılmazdı)

Tüm bunları balığın göbeğindeki tek bir zımba ile tutturdum. Bir tek dantelin iki ucu için ayrıca 2 zımba teli kullandım.
--------------------------------
I grabbed an index card. I wanted a small surface to work on. When i saw the thin blue lines of the card i felt like only using blues. The layers from bottom to top are:
1.index card
2.interior of an envelope (envelope of the phone bill:)
3. a page from the advertisement of a sailing boat
4.Ikea brochure, floor plan
5. blue/turquiose lined milimetric drawing paper
6.an old piece of lace
7. a circle cut from turquiose craft paper
8. a circle cut from an old perfume box
9. a circle cut from dark blue craft paper
10.the fish image that i have printed for the very first paper prompt back during new year but i haven't used it so far (as the sea is always on my mind it was inevitable that the fish would end up in this collage)

I have combined all of this with a single staple at the center of the fish. Only to secure the lace i used 2 additional staples at the very ends.

Hergün sanat/ Art everyday :: 98

Ofisin penceresinden/ from the office window


Uzun yolculuklardan sonra geriye dönüp ofise geldiğimde artık kanıksadığım bir sürü detayın yeniden farkına varıyorum. Bazen de o kadar kısa bir sürede ne çok şey değişmiş diye şaşırıyorum. Mevsimlerin geçişini izliyorum.
------------
After returning from long trips back to the office i notice many details again that i have been used to so much that i have started to ignore. And sometimes i am surprised to see so much have changed in such a short period of time. I watch the seasons pass by.


Bu yaya köprüsü eski gümrük binası (yeni Konak Pier) ile Kemeraltı'nı birbirine bağlıyor. Üzerinden abartısız binlerce kez geçtiğim bu köprü yakın zamanda gökkuşağı oldu. Hemen başında yerde "Biz halkız" yazıyor. Bugün İzmir'de somurtuk bir sonbahar günü olabilir ama şu umut bana bütün kış yetecek gibi gözüküyor.
------------------------------------
This pedestrian bridge connects the former customs building (now Konak Pier Shopping Center) with Kemeraltı historic marketplace. This bridge that i have crossed a thousand times without exagguration has become a rainbow recently. At the start, it has "We are the People" written on the ground. It may be a cranky autumn day in Izmir today but that hope will be enough for me through the whole winter apparently.


Bütün bu gri betonun içinde doğa direniyor. Şu şahane "tasarlanmış" dükkan önü gölgelikleri bile sarmaşıklara yenilmiş. İşte medeniyet doğaya ancak bu kadar söz geçirebiliyor...
-----------------------------
Among all this grey concrete the nature is resisting. Those magnificently "designed" sunshades are taken over by ivies. This is the poor limit which civilization can put on nature...

9.09.2013

Hergün sanat/ Art everyday :: 97

Bu seferki kağıt egzersizinin adı "doygun renkler". Amacı olabildiğince parlak renkler kullanarak bir sayfa oluşturmak. 
Ben uzun zamandır değiştirebileceğim bir kitap arıyordum. Başarısızlıkla sonuçlanan Felemenkçe öğrenme sevdamın somut göstergesi olan "Vanzelf Sprekend" kitabını kurban olarak seçtim. (Niye Felemenkçe sorusunun cevabı çok uzun hikaye...) Ve hiç kullanmadığım pastel boya renklerini kendi kestiğim şablonlarla denedim.
---------
The name of this paper prompt is "saturated colors". The aim is to use bright colors to produce a page. 
I was looking for a book to alter since a long time. I chose "Vanzelf Sprekend" as my victim after a failed attempt to learn Flemish. (why Flemish is a long story...) And i tried my "never used" oil crayons with my hand carved stencils.

 
 Pasteller birbirini kapatınca biraz renklensin diye üzerine turuncu akrilik boya ile başka bir desen yaptım. Ama pastelin üzerinde pek güzel sonuç vermedi. Demek ki akrilik pasteli kapatmıyormuş. Ya da ben beceremedim.
O zaman kolajla en üste renk eklerim dedim. Artık sarı kartondan "dream" (hayal et) sözcüğünü kesip yapıştırdım.
--------------
As the crayons had obscured each other i added another pattern in orange acrylic to bring in some color. But it did not give nice results on pastel. Thus, i have learned that acrylic does not cover oil crayons. Or i could not manage it.
So i said to myself i may add color with collage. Using leftover yellow cardboard i have cut the word "dream" and pasted it on top.







8.09.2013

Hergün sanat/ Art everyday :: 96

Suluboyalar ile oynamaya devam. Bu sefer en kalın uçlu küt fırçamı aldım.
Continuing to play with the watercolours. This time i grabbed my thickest flat brush.


Sonra daireler boyadım.
Then i painted circles.


Etraflarına parçalı halkalar ekledim.
I added partial arcs around.


En son üzerine markörlerle daireler ekledim. En sevdiğim çizgiromanların listesini yaptım. Bu da kağıt egzersizlerinin bir parçasıydı.
I added circles in markers and listed my favourite comics. This was a part of the daily paper prompts.


1. Corto Maltese
2. Red Kit (Lucky Luke)
3. Conan
4. Ten Ten
5. Asterix
6. Şirinler (Smurfs)
7. Diabolik

Hergün sanat/ Art everyday :: 95

suluboya ile çizgi çizme denemeleri, bütün çizgiler titrek:) / 
painting lines with watercolor, all lines are shaky:)


Hergün sanat/ Art everyday :: 94

Blok harflerle yazı yazma egzersizi. İndeks kartı üzerine markörler ile/ 
Writing with block letters exercise. On index card with markers.


Garbage'ın James Bond serisi için yaptığı şarkı: "Dünya yeterli değil. Ama başlamak için mükemmel bir yer." Bir daire çizerek başladım aklıma dünya geldi...
----------------
Garbage song written for the James Bond series: "The world is not enough. But it is such a perfect place to start". I started by drawing a circle which reminded me of the earth...

Hergün sanat/ Art everyday :: 93

Tammy'nin günlük kağıt egzersizlerine geri döndüm. Bu seferki renk ızgarası isimli bir deneme, Hanna Anderson tarafından önerilmiş. Elinizdeki yüzeyi serbest el çizgilerle ızgaralara bölüyorsunuz. Sonra da istediğiniz renklerle dolduruyorsunuz. Ben turuncu kareleri akrilik boya ile doldurdum. Diğer kısımlar ise markörler.  Yüzey olarak indeks kartı kullandım. Eskiz defterinde istediğim gibi rahat çizim yapamayacaktım. Bu egzersiz kağıtlarımı/ kartlarımı ileride hediye kartları olarak kullanabilirim diye düşündüm. Henüz bitmiş sayılmazlar ama üzerinde çalışacak bir fon olmaları açısından önemli. Hem de biraz renk terapisi oluyorlar.
-------------------
I turned back to Tammy's daily paper prompts. This time it is a trial named color grid, proposed by Hanna Anderson. You draw gridal lines over the surface and fill in with the colors you like. I filled the orange squares with acrylic paint. The rest is markers. I used an index card. As i thought the sketch notebook would somehow limit me. I am hoping to use these as gift cards in the future. They are not complete but provide a base to work on. And they form a little bit of a color therapy.


3.09.2013

Hergün sanat/ Art everyday :: 92

bizim metronun yeni boyanmış merdivenleri, gökkuşağı ile direniş/ 
freshly painted stairs of our metro, resistance with the rainbow


14.08.2013

Hergün sanat/ Art everyday :: 90

Prompt6ix için uzun zaman önce tamamlanmış sayfalardan/ A spread that had been finished a long time ago for Prompt6ix

 

Önce sayfayı pembe/ bordo/ kırmızı tonlarında pastellerle karaladım/ First i scribbled the page with pink/red/ bordeau toned pastels


Sonra üzerine benzer tonlarda suluboya sürdüm/ Then i painted the page with watercolours in similar tones

Eskiz kağıdı üzerine pastel ile ayakkabımın izini çıkardım./ With sketch paper i used pastels to trace my shoe.


Yeşil bir pastel kullandım. / I used a green pastel.


Evde tarihi geçmiş yara bantları vardı. Bantları akrilik boyalarla boyadım. Böylece bir tür washi bandı oldular. / I had expired band-aids at home. I painted them with acrylics. Thus they became a kind of washi tape.


Ayakkabı izine benzeyen bir damga oydum. Farklı renklerde desenler bastım./ I carved out a stamp in shoe shape.I formed patterns in different colours.


Bantların üzerine Ömer Hayyam'dan bir şiir yazdım. Tabii ki şarapla ilgiliydi. En üste ayakkabı izimin yarısını yapıştırdım./ I wrote a poem by Omer Hayyam on the band-aids. It was about wine. On top i pasted the shoe trace.

Hergün sanat/ Art everyday :: 89

Yılda en az bir kez ofisimizi açık havaya taşıyoruz. Bugünlerde bizim ofis...
------------------
 At least once every year we move our office outdoors. Our office nowadays...


Toroslar'da Sagalassos'ta bir anıt mezar: Heroon
----------------------------
A monumental tomb in Sagalassos on Taurus Mountains: Heroon


Antoninler Nymphaeumu (Çeşmesi). Nymph'ler antik mitolojinin su perileri. Çeşmeler de su perilerine adanmış mekanlar.
------------------------------------------
Antonine Nymphaeum (Fountain). Nymph's are the water fairies of the ancient mythology. Thus the fountains are the places dedicated to them.


Restorasyonu devam eden bir sütun başlığı
-----------------
A column capital in the process of restoration
 

Restorasyonu bitmiş bir arşitrav.
-----------------
A restored architrave


Çalışıyoruz/ We are working
 

Şu güzel vadinin içinde yaşıyoruz.
---------
We are living in this beautiful valley.
 

Arazide bir başına yetişen deli eriklerden yiyoruz...
--------------------
We are eating from the "crazy" plums growing on site on their own...

Hergün sanat/ Art everyday :: 88

hayatın anlamı/ meaning of life

6.08.2013

Hergün sanat/ Art everyday :: 87


Aslında bu döşemelik bir kumaştı. Sık dokusu çok hoşuma gitmişti. Pantolon dikebilirim diye düşündüm.
---------
This fabric was actually an upholstery fabric. I liked its tight texture. I thought i could sew pants with it.


Ama kumaşı görenler topluca beni pantolon dikemeyeceğime ikna ettiler. Annem masa örtüsü istedi. Aslında örtü kare ama yuvarlak masa dışarıda olduğu için böyle fotoğrafladım.
------------------------------
But the people who have seen the fabric all persuaded me not to sew the pants. My mom asked for a table cloth. It is square. But the circular table was outside, so i used it to photograph the cloth.

5.08.2013

Hergün sanat/ Art everyday :: 86

Çok uzun süredir arazide kullandığımız sırt çantası geçen sene iflas etmişti. (çocuk 10 yıl kahrımızı çekti, çok bile...) Yerine yenisini almak gerekti ama sahip olması gereken özellikler fazlaydı. Çok cepli, az süslü, dayanıklı derken piyasada öyle bir çanta bulamayacağımızı farkettim ve sonunda ornitorenk handmade blogunun sahibi Gonca Hanım'dan cesaret alıp kendi çantamı dikmeye karar verdim. Yakın zamanda kendi diktiği pazen bir sırt çantasını paylaşmıştı. Hem rengi çok güzeldi, hem biçimi. Üstelik bütün nezaketiyle bana nasıl dikileceğini anlatan ayrıntılı bilgi de gönderdi. 
Benim elimde artık pazen parçaları vardı. Yalnız renkleri fazla iddialı olduğu için biraz tereddütlüydüm. (Bu çantayı erkek kardeşimle ortak kullanacaktık. Kesin itiraz eder diye düşündüm) Gidip yeni kumaş almak istemiyordum. Sonra uzun süredir evde bekleyen, komşumun verdiği etek gözüme ilişti.
--------------------
Our loyal backpack had finally crashed last year (poor kid had survived for 10 years, longer than enough...) We had to buy a new one but the specifications were a lot. Plenty of pockets, few embellishments, durable and so the list goes on. Thus i realized i would never find the right backpack. Eventually, with the encouragement of Gonca Hanım from ornitorenk handmade i decided to sew my own. Recently, she had sewn a backpack in flannel and shared it on her blog. It had a beautiful color and form. Moreover, she shared all the details of sewing with me.
I had leftover flannel pieces. But the colors were a bit too much striking. (I was supposed to share the bag with my brother. I thought he would definitely object) I didn't want to buy new fabric. And then i noticed the skirt that my neighbour gave me a long time ago.


Eteğin kumaşı süet taklidi, lacivert bir sentetikti. Kumaşı görünce bununla giyilebilir bir şey yapamayacağımı anlamıştım. O yüzden birkaç aydır kenarda bekliyordu. Ama işte düzgün bir astarı vardı, kumaş dayanıklı görünüyordu. Hem de rengi koyuydu. Neden çanta olmasın dedim. Alıp eteği parçalara ayırdım. 
--------
It was a fake suede synthetic fabric in dark blue. When i saw the fabric i knew i would not do something wearable. Thus it waited for a couple of months. But it had a nice lining, the fabric looked quite durable. And it was dark coloured. So  i thought it was appropriate for a bag. I dissected it.


Bir yandan yolculuk için hazırlık yaparken binbir zahmetle gereksiz dikişleri söktüm. Uzun uzun hesap yaptım. Her parçayı nasıl kullanacağıma karar verdim. Orta büyüklükte bir çanta istiyordum. Varolan dağcı çantamı ölçtüm. Ondan uyarlama yaptım. Çantanın ana gövdesi 45cm uzunluğunda, 50 cm genişliğinde olacaktı. Taban için 35x15cmlik bir parça kestim. Tabii cepler  de olacaktı.
Peki bu kadar hesaptan sonra ne oldu? İşlerim yetişmedi ve çanta dikimi son geceye kaldı. Bana dikilecek az parça var gibi gelmişti. Ne kadar yavaş olduğumu hiç hesaba katmamıştım. Birkaç saatte biter diye düşündüm. Ve makinemin başına oturdum. Kumaşın ön yüzü süet gibi görünüyordu dolayısıyla pürüzlüydü ama arka kısmının oldukça kaygan olduğunu farkedememiştim. Makinem böyle bir kumaşı dikmeyi reddetti:) Böylece ilk golü yedim. O kadar zaman boşuna uğraşmıştım. Ama o saatten sonra çıkıp çanta arayacak zaman yoktu. Araziye çantasız gitmek de mümkün değildi.
--------------
As i was preparing for the road i ripped unnecessary parts. I calculated for a long time. Decided what i would do with each part. I wanted a middle sized bag. I measured my existing mountainer bag and applied. The main body of the bag would be 45cm in length and 50cm in width. The base was 35x15cm. Of course there would be pockets.
What happened after all this calculation? I could not finish my tasks on time and sewing was left for the last night. I did not consider my slowness in sewing. I thought it would be finished in a couple of hours. and settled for my machine. The front side of the fabric looked like suede so the surface was quite rough. But the backside was slippery. My machine refused to sew such a fabric. Thus it was the first goal to me. I tried for nothing. But it was too late to buy a bag. And it was impossible to go to the site without a backpack.


Daha en başından pazen parçalarını kullanmam gerekirdi dedim. (Gecenin o vakti aklımdan "pazenin laneti" geçmedi değil :) Tek bir çantaya yetecek kadar kumaş yoktu. Mecburen çılgın renkleri karıştıracaktım. 
------------
I thought i must have used the flannel from the very start. (in the middle of the night i thought "the curse of the flannel" :) There was not enough fabric for a whole bag. Thus i had to mix crazy colours. 


Çantanın askılarına tela koydum. Biraz dik olsunlar istedim. Ama ütülemediğim için öyle bir şey olmadı.
------------
I have put interlining to the straps. But as i did not iron it did not work.


Ana gövdede 2 bölme yapacaktım olmadı. Önüne 22x20cm boyutlarında bir cep koydum. Onun üzerine kapak yapacaktım olmadı. Yanlarına ek cepler ve kapak yapacaktım olmadı. Astar dikecektim olmadı. Pazenden bağcık dikecektim olmadı.
---------
I was planning to sew two parts. Did not happen. I sewed a 22x20cm pocket to the front. I would sew a flap, did not happen. Would put side pockets and covers, did not happen. Would sew lining, did not happen. Would sew flannel tie, did not happen.


Davulcular geçti, sabah oldu. Ve ben ancak kapıdan çıkmadan önce düğmeyi dikebildim. Daha vakit olsa neler yapardım ama ilk denemede bu kadar çıktı. 
---------
So the ramadan drummers passed by, morning broke. I sewed the button right before we left. I would do so much more if i had the time. But this is all for the first trial.


Aldım "deli kızın çeyizi"ni araziye getirdim. Ağır kullanım sonucu dikişleri atar diye bekliyordum, ilk 2 günde bana mısın demedi. Eğer bu 1 aylık arazi çalışmasını hasarsız atlatırsa endüstriyel üretim bile yaparım:)
-----------
I took the "mad girl's wedding dress" and brought it to the site. I was afraid the stitches would fray due to heavy use, nothing happened on the initial 2 days. If it survived the 1 month site challenge i may even do industrial production:)

Bu kadar konuşmanın üzerine son söz: Bu yaz pekçok anlamda sarsıcı geçiyor Türkiye'de. İyi ki de öyle oluyor. Benim şu kıytırık blogumu okuyan kaç kişi vardır bilmiyorum ama söylemezsem çatlarım. Eğer tatile çıkacaksanız ya da seyahat edecekseniz lütfen biraz da kültüre vakit ayırın olur mu. Şu ülkede görülmesi gereken o kadar güzel ve eşsiz tarihi yerler var ki...Ben koruma alanında çalışan bir mimarım. Sade bir vatandaşım. Ama hala dünyayı değiştirebileceğime inanıyorum. Herşey farkındalıktan geçer. En yakınınızdan başlayın. Hiç değilse bir yürüyüşe çıkın, kendi semtinizde gezin. Ne kadar güzel bir ülkede yaşadığımızı farkedin. Bu güzellikleri paylaşmak hepimizin hakkı ve özgürlüğü. Görmek ve bilmek sahip çıkmaktır. İşte böyle...