31.01.2016

şiirli cumalar/ poem fridays 29.01.2016

Biraz gecikmeyle...

MÜJDE

Kuşlar haber verdi bana kuşlar
Gelecekte bir şeyler olacak
Gün dilediğimiz gibi doğar
İnsan yüzümüz güler olacak

Neden sonra nehir yatağında
Kurt ininde kuzu otlağında
Dünya dirlik düzenlik çağında
Düşle gerçek beraber olacak.

Cahit Sıtkı Tarancı

----------
With a little delay...

GOOD NEWS

The birds had told me the birds
Something's gonna happen in the future
The day will rise as we wish
Our human faces will be smiling

After a while the river will be in its bed
The wolf in its cave the lamb in its pasture
The world in its age of peace and order
The dream will be together with veracity

Cahit Sıtkı Tarancı

27.01.2016

evde kumaş bant yapımı 2/ making fabric tape at home 2

Evde kumaş bant yapımını daha önce de anlatmıştım. Aradan zaman geçti ve ben o bantları farklı projelerde kullandım. Hem nasıl yapıldığını yeniden göstermek hem de o projelerden örnek vermek istedim.
-------------
I talked about homemade fabric tape before. Well, time has passed and i have used these tapes in different projects. I wanted to show you how it is made again and give examples through the projects.


İşte atmaya kıyamadığım minik kumaş artıkları...Atamıyorsam bir şekilde kullanmam lazım :)
----------------------
Here are the tiny fabric scraps i can't throw away...If i can't throw away then i have to use them :)


Çift taraflı bantı kumaşın arka tarafına yapıştırıyoruz.
-------------
Paste the double sided tape to the back of the fabric.


Kumaş genişliğinin elverdiğince bant sırası yapıştırıyoruz.
-------------
Paste as many rows of tape as the fabric width allows.


Ve kumaşın yüzünü çevirip bantın iki yanından makasla kesiyoruz. Bu kadar basit.
------------
Turn over the face of the fabric and cut along the two sides of the tape with scissors. It is that simple.


İşte rengarenk, süper dokulu kumaş bantlar.
-----------
Here are colorful, super textured fabric tapes.


Gelelim projelere...Bantları çanta dikiminde kullandım. Ayrıntılı anlatım burada.  
----------------
And the projects...I have used the fabric tapes for a bag. Here is the detailed post.

 
 
 
 
 

Ve tabii ki bir sürü sayfada, kağıt üzerinde de...Bu sayfaların hepsi 2014 yılından. Ekim- Aralık arası. Ve bantlar iyi durumda.
------------
And of course on a lot of pages, on paper... All of these pages are from 2014. Between October- December. And the tapes are in good condition.


Şubat-Mart 2015.
-------------
February-March 2015.


En yakın tarihli.
-----------------
Most recent one.



22.01.2016

52 haftada baskı yapmak 36. hafta/ 52 weeks of printmaking week 36

Yazacak, gösterecek ne çok şey birikti...Hem kişisel gündem hem ülke gündemi üstüme üstüme geliyor, nereden başlayacağımı bilemiyorum. Mızıldanmak yerine bir ucundan tutup küçük bir adım atıyorum.
-----------
So many things to write, show had accumulated. Both the personal and national agenda are overwhelming me, i do not know where to start. Instead of whining i make a small step and start from a tiny corner. 


Bu kumaş baskı çalışmaları sırasında fırçalarımı temizlemek için kullandığım bir parçaydı. Aylar içinde üzerinde biriken boyalarla güzelleşti. Yüzeyi dolunca atmaya kıyamadım. Bu fonun üzerine baskı yapmaya karar verdim. Kendi yaptığım yaprak şablonunu seçtim.
------------------------
This fabric was a piece i used to clean my brushes on during printmaking sessions. Over months it became pretty. I could not dare to throw it away when its surface was full. I decided to print on this background. I chose a leaf stencil i had cut myself.


Şablonu daha önce kağıt üzerinde sanat güncesinde burada denemiştim.
----------------------------
I had tried the stencil here on paper in my art journal before.


--------------



Kumaş üzerinde de böyle bir sonuç verdi. Akrilik boya ve küçük bir sünger ile uyguladım.
----------------------
It had such a result on fabric. I used the stencil with acrylic paint and a little piece of sponge.


Lacivert parça kumaşla birleştirip bir çantaya dönüştürdüm. Henüz dikiş bitmedi, aylar oldu başlayalı...Bir süre daha bekleyecek.
---------------------
I combined the piece with dark blue fabric and turned it into a bag. The sewing is not finished, it has been months...It will have to wait for a littlle longer.

21.01.2016

şiirli cumalar 22 Ocak 2016/ poem Fridays January 22 2016

Bulut mu Olsam


Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.

Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.


Nazım Hikmet Ran
----------------------

Shall i be a cloud

A colorful cloud above the sea
a silver ship on the surface
a yellow fish inside
a blue moss on the bottom
a naked man by the shore
keeps on thinking.

Shall i be a cloud,
or ship?
Shall i be a fish,
or moss?
Neither this, nor that, nor that.
You have to be the sea itself, son,
with its cloud, ship, fish, moss.

Nazım Hikmet Ran

The poem is translated by me.

18.01.2016

38

Ocak ayının en soğuk günlerinden birinde, öğleyin başlamış hikayem...Gezginliğim ve kafama eseni yapma huyum daha o günden belirmiş: Hastaneye yetişmeyi bekleyemeyip bir taksinin içinde doğmuşum. Hem de ters olarak. Öyle ki sağ salim doğarsam adımı Murat koymaya karar vermişler (taksi bir Murat'mış :) Babamın küçük manevrasıyla adım Özge'ye çevrilmiş ve böylece ilk macerama yakışır adımı almışım. (Özge bir sıfattır. Farklı, başka anlamına gelir. Bakınız "Leyla bir özge candır" :) İlk maceram sayesinde annemle birlikte ertesi gün gazeteye manşet olmuşuz. Tüm şüphelere, başka maceralara rağmen yaşamışım.(Anlatmaya değer ikinci maceram 1 yaş civarında nazarlığımın çengelli iğnesini yutmam olabilir :) Ve tam 38 yıl geçmiş. 40'a iki kala yaptığım ve yapamadığım o kadar çok şey var ki...Her yıl doğumgünüm civarında içimi bir telaş sarardı. Zamanın çok çabuk geçtiğini düşünüp paniklerdim. Bu yıl öyle olmadı. Kendimle barışmışım gerçekten. Farkına varmadan herkesin hayatının kendine göre bir hızda aktığını kabullenmişim. Bu da benim hayatım, şu an elimdekilerle, sevdiklerimle mutluyum. Gelene hoşgeldin, gidene güle güle... 


My story had started on a cold January day, at noon time...My traveler and free minded spirit had showed up on this very first day : I was born in a taxi, not caring to wait until my parents reached the hospital. In a reverse position. So much that they decided to name me Murat (after the brand of the taxi Murat) if i was born safe :) With a small manoeuver from my dad, my name was turned into Özge and so i was  aptly named regarding my first adventure (Özge is an adjective. It means different, other) Thanks to my first adventure we appeared on the headlines of the local newspaper with my mom the next day. Despite all doubts and other adventures i survived. (The second noteworthy adventure could perhaps be my swallowing of the safety pin of the evil eye bead around 1 year old:) And 38 years had passed. Only two years left to 40, there are so many things i had done and could not have done...Every year around my birthday i would feel a flurry. I would panic thinking about how fast time had gone by. This year was different. I have really established peace with myself. Without noticing i came to accept that everyone's life runs on one's own pace. This is my life. I am happy with the ones i have and love right now. Welcome to all those who arrive, farewell to all those who leave...

11.01.2016

pazen elbise 4/ flannel dress 4

Bu sefer basit bir elbise dikeceğim demiştim kendi kendime. Zaten vakit yoktu, bir gecede biçip dikmeliydim.Öyle fermuardı, düğmeydi uğraşmayacaktım da. Pijamadan hallice, rahat bir elbise olmalıydı. Bulduğum model de çok uygundu, ama bu sefer de kumaşın azlığı bozdu beni.
---------------
"I am going to sew an easy dress this time" I said to myself. I did not have time, so it had to be finished in one night. I would not mess with zippers or buttons either. It had to be a dress almost as comfortable as pyjamas. And the model i found was very appropriate. But i was stopped because of the lack of enough fabric this time. 


Pinterest'te "color block dress" (blok renkli elbise) diye arama yaptım ve bu modeli beğendim. Elimdeki yeşil pazen kumaşın yanına parça halinde limon yeşili başka bir kumaş eklemeye karar verdim. İki kumaşı yanyana koyunca çok zıt durdular. Üçüncü bir kumaşı ekleyip o zıtlığı biraz yumuşatmak istedim. Üçüncü renk için adaylarım krem, toprak rengi ve hardal sarısı idi. Bu renkler elimde olan parça kumaşların ya da eski giysilerin renkleri :) Krem rengi eski bir etek, hardal sarısı eski bir elbise ve toprak rengi bir parça kumaşım vardı.
--------------
I searched for color block dress in Pinterest and liked this model. I decided to add lemon green fabric next to my green flannel. But they contrasted a lot when put side by side. So i wanted to soften this contrast with a third fabric. My candidates were cream, earth brown and mustard yellow colors. All pieces of fabric or old garment colors i have at home. I had an old cream skirt, an old mustard yellow dress and a little piece of earth brown fabric.





Yine denemeler yaptım. Ve yeşil pazen-limon yeşili-krem birleşimine karar verdim. 
----------------
I did more experiments. And i chose green flannel- lemon green- cream combination.


Aman ne güzel, bunu seçtim de elbiseyi dikmek için gereken kalıbı nereden bulacağım? Burda'nın 2013/3 sayısından bir elbise modeli (110 no.lu) buldum. Yukarıdaki elbisenin yakası oldukça kapalı, benim bulduğum kalıbın yakası ise çok oyuk, hem de kısa kollu. Ben hala acemi bir terziyim, Burda'nın üç noktalı, ustalık gerektiren kalıplarına bulaşmıyorum bile. Ayrıca çok yavaşım. Neyime güvendiysem artık, kalıp değiştirmeye yeltendim...Uğraştım, parçalara ayırdım. Çok zorlandım itiraf ediyorum.
----------------
Very well, i have chosen this but how on earth am i going to find the right pattern to sew it? I picked up dress no. 110 from Burda 2013/3 volume. My inspiration dress has a closed round neck whereas my pattern has a wide neck and short arms.I am still a novice seamstress, i even stay away from Burda's advanced models with three stars. Besides, i am too slow. Whatever crazy confidence i relied upon, i had to alter the pattern...I fiddled with it, divided it into more pieces. I was very very challenged i must confess...


O kadar uğraşmaya ancak önünü dikebildim. Arkayı yeterse bir tek pazenle yapmak istiyorum. Kolları kesin karıştırmak zorunda kalacağım, daha o kadar uzun boylu düşünmedim. 
-------------
After all this efforts, i could only sew the front. I want to do the back only with green flannel, if the fabric is enough. I know i will have to mix the arms for sure, but i haven't thought about them so far.





8.01.2016

pazen elbise 3/ flannel dress 3


Bir zamanlar lisedeki Özge'ye birileri gelip "altı ay aynı fikir üzerinde çalışacaksın" dese herhalde inanmazdım. Ben kendimi bildim bileli inek bir tip oldum. Ama çalışmanın da bir sınırı vardı canım, sınavdan önce oturur çalışırsın, belki bir gece uykusuz kalırsın, sonra biter gider. Yaaa işte öyle sabırsız bir insanken gittim mimarlığa girdim. Okulun ilk günü hocalar dediler ki "bütün bildiklerinizi unutun, burada başka bir düşünce sistemi var".
----------------------------------------
If someone came up to Özge back in high school and had said "you are going to work on the same idea for six months" i probably would not believe. I have always been a nerd. But man there was a limit to all this studying, you would just study for one night before the exam, maybe sleep a little less, but soon it would be over. Soo being such an impatient person i am, i entered the architecture education. On the first day of university our professors had said "forget everything you know, there is a different system of thought here".



İnanmadık. Çok yıldızlı, pekiyili öğrencileriz ya hepimiz, nasıl olsa bu işi de kıvırırız diye düşündük. Bir haftaya kalmadan dağıldık tabii. Ortaya konan bir sorun var, sen de fikrin ile bir çözüm üreteceksin. Cevap vermen gereken tek soru şu: Neden?
------------------------
Yeah right, we did not believe them. We were such bright students with honorable grades, we thought we would figure out a way. In a week we were devastated. There is a problem, you have to find a solution with your idea. There is only one question to answer: Why?



Hani çocukların sürekli soru sorduğu bir yaş vardır, sizin tüm açıklamalarınıza hep "Neden?" diye tepki verirler. Sizi gıcık etmek için yapmazlar bunu, gerçekten merak eder ve anlamaya çalışırlar. Sorguladıkları süreç her ne ise onu bütün detaylarıyla kavramak için uğraşırlar. Ve kafalarına yatmayan herşeye "neden?" diye bir anlamda itiraz ederler. İşte tasarım yapmak da böyle bir şey, duruma o çocuk gözleriyle bakmak. Neden diye sormak bizi nesnel kararlar vermeye yaklaştırır. "Canım istedi, bunu sarı yaptım" demeyiz, diyemeyiz. 
------------------
You know there is a certain age when kids constantly ask questions, regarding all your explanations they react as "why?". They don't do this to annoy you, they are simply curious and want to understand. Whatever process they are inquiring they want to grasp all of the details. And whenever they stumble upon something that does not click with their reasoning they oppose and ask "why?". Designing is very much like this, investigating a situation with a child's eyes. Asking why brings us towards more objective decisions. We don't, we can't say "i made this yellow because i felt like it".



Hadi diyelim ki nedenini kabul ettirdin, peki nasılı ne yapacaksın? Öyle ya fikir dediğin şey sadece senin kafanda. Anlat anlatabilirsen...Artık masal mı anlatırsıııın, pantomim mi yaparsın, video mu çekersin, çizim mi yaparsın senin bileceğin iş...
--------------
Alright, let's say you have persuaded people with your idea, what will you do with the "how"? The thing you call an idea is in your head. Tell it if you can...It is up to you to tell it via a fairy tale, do a pantomime, shoot a video or draw...

 
İşte ben derdimi nasıl anlatırım diye kıvranırken bir şey öğrendim: Çizerek düşünmeyi. Oturduğum yerden bin tane parlak fikir üretebileceğimi ama o fikirleri mutlaka ifade etmem gerektiğini, en iyi fikrin işlenmiş fikir olduğunu öğrendim. (başka bir açıdan bakarsak en iyi proje bitmiş projedir :) Bir fikri işlemek demek onu denemek, bazen aylarca her gün çekiştirmek geliştirmek, bazen tamamen bozmak, yine olmuyorsa başa dönmek demek. O sabır insanın içine yerleşince hayatın her alanına uygulanabilir hale geliyor...
----------------
So i learned something as i was craving to express my ideas: Thinking while drawing. I learned that i can make up thousands of ideas sitting on my butt but i must certainly express them and the best idea is the one that is processed. (on another note the best project is the one that is finished :) Processing an idea means testing it, sometimes stretching and developing it for everyday over months, sometimes deconstructing it, if it does not work returning to the beginning. Once you have this patience settled inside, you can apply it to any area in your life...



Dün akşam pazen elbise denemeleri yaparken bir yerden sonra bilgisayar çok yavaş geldi, elime kalemlerimi aldım. Çizdim, çizdim...Çizdikçe ilk düşündüğüm hayal gitgide uzaklaştı, başka bir şey oldu. Bakarsınız sonunda hiçbirini yapmam, bambaşka bir elbise dikerim. Ama çizmesem olmazdı. Gülmeyin yahu ben de böyle bir deliyim :)
--------------
Last night as i was trying different flannel dresses i felt like the computer was too slow so i grabbed my pens. I drew and drew...As i drew more my initial dream faded away, became something else. Maybe i will not do any of these in the end, i will sew something completely different. But i had to draw. Do not laugh, this is the kind of crazy person i am :)


Sözlerime Penguen ile son veriyorum, işte durum budur :)
-------------------
I end my words with Penguen cover, a humour journal. This is the situation :)

-We still have hope as we did not go insane in 2015, right buddy?
+Hah ha! Yes, you are right buddy...

7.01.2016

pazen elbise 2/ flannel dress 2

Geçen kıştan beri evde duran pazenler var. Daha önce ne yapsam diye birkaç denemede bulunmuştum.Bu hafta farkettim ki dikiş bloglarında pazenli çiçekli bir etkinlik var. Tembelliği bırakıp birkaç deneme daha yaptım. Derdim parça halinde aldığım yeşil pazenden bir elbise çıkarabilmek, o yüzden uğraştım. Bugün kumaşçıya gidip aynı pazenin devamı var mı diye sordum ama yok. Mecburen başka bir kumaşla karıştıracağım. Yeni kumaş almak da istemiyorum...Gelsin yeni deneyler...
---------------
I bought some flannels last winter but could not use. I made some trials before. This week i realized there is a flannel/ flowery challenge going on among the sewing blogs. So i left laziness aside and made some more experiments. My concern was to produce a dress out of the small piece of flannel i bought. Today i went to the fabric shop to see if they had the same fabric but no. So i must mix it with another fabric.I don't want to buy new fabric. So hail the experiments...

Elbise, Burda 2015 Aralık sayısından 120 B. Resimli dikiş kursunda açıklaması da var.Nispeten kolay bir model.
----------------
The dress is 120 B from Burda 2015 December issue. It has an illustrated sewing guide, too. It is a fairly easy model.







 ekler/ addition



 Bu arada bu mankenin boyu benim 2 katım, aslında fotoğraf çok yanıltıcı.
------------
By the way this model is twice as tall as i am, so the photo is quite misleading.