5.08.2013

Hergün sanat/ Art everyday :: 86

Çok uzun süredir arazide kullandığımız sırt çantası geçen sene iflas etmişti. (çocuk 10 yıl kahrımızı çekti, çok bile...) Yerine yenisini almak gerekti ama sahip olması gereken özellikler fazlaydı. Çok cepli, az süslü, dayanıklı derken piyasada öyle bir çanta bulamayacağımızı farkettim ve sonunda ornitorenk handmade blogunun sahibi Gonca Hanım'dan cesaret alıp kendi çantamı dikmeye karar verdim. Yakın zamanda kendi diktiği pazen bir sırt çantasını paylaşmıştı. Hem rengi çok güzeldi, hem biçimi. Üstelik bütün nezaketiyle bana nasıl dikileceğini anlatan ayrıntılı bilgi de gönderdi. 
Benim elimde artık pazen parçaları vardı. Yalnız renkleri fazla iddialı olduğu için biraz tereddütlüydüm. (Bu çantayı erkek kardeşimle ortak kullanacaktık. Kesin itiraz eder diye düşündüm) Gidip yeni kumaş almak istemiyordum. Sonra uzun süredir evde bekleyen, komşumun verdiği etek gözüme ilişti.
--------------------
Our loyal backpack had finally crashed last year (poor kid had survived for 10 years, longer than enough...) We had to buy a new one but the specifications were a lot. Plenty of pockets, few embellishments, durable and so the list goes on. Thus i realized i would never find the right backpack. Eventually, with the encouragement of Gonca Hanım from ornitorenk handmade i decided to sew my own. Recently, she had sewn a backpack in flannel and shared it on her blog. It had a beautiful color and form. Moreover, she shared all the details of sewing with me.
I had leftover flannel pieces. But the colors were a bit too much striking. (I was supposed to share the bag with my brother. I thought he would definitely object) I didn't want to buy new fabric. And then i noticed the skirt that my neighbour gave me a long time ago.


Eteğin kumaşı süet taklidi, lacivert bir sentetikti. Kumaşı görünce bununla giyilebilir bir şey yapamayacağımı anlamıştım. O yüzden birkaç aydır kenarda bekliyordu. Ama işte düzgün bir astarı vardı, kumaş dayanıklı görünüyordu. Hem de rengi koyuydu. Neden çanta olmasın dedim. Alıp eteği parçalara ayırdım. 
--------
It was a fake suede synthetic fabric in dark blue. When i saw the fabric i knew i would not do something wearable. Thus it waited for a couple of months. But it had a nice lining, the fabric looked quite durable. And it was dark coloured. So  i thought it was appropriate for a bag. I dissected it.


Bir yandan yolculuk için hazırlık yaparken binbir zahmetle gereksiz dikişleri söktüm. Uzun uzun hesap yaptım. Her parçayı nasıl kullanacağıma karar verdim. Orta büyüklükte bir çanta istiyordum. Varolan dağcı çantamı ölçtüm. Ondan uyarlama yaptım. Çantanın ana gövdesi 45cm uzunluğunda, 50 cm genişliğinde olacaktı. Taban için 35x15cmlik bir parça kestim. Tabii cepler  de olacaktı.
Peki bu kadar hesaptan sonra ne oldu? İşlerim yetişmedi ve çanta dikimi son geceye kaldı. Bana dikilecek az parça var gibi gelmişti. Ne kadar yavaş olduğumu hiç hesaba katmamıştım. Birkaç saatte biter diye düşündüm. Ve makinemin başına oturdum. Kumaşın ön yüzü süet gibi görünüyordu dolayısıyla pürüzlüydü ama arka kısmının oldukça kaygan olduğunu farkedememiştim. Makinem böyle bir kumaşı dikmeyi reddetti:) Böylece ilk golü yedim. O kadar zaman boşuna uğraşmıştım. Ama o saatten sonra çıkıp çanta arayacak zaman yoktu. Araziye çantasız gitmek de mümkün değildi.
--------------
As i was preparing for the road i ripped unnecessary parts. I calculated for a long time. Decided what i would do with each part. I wanted a middle sized bag. I measured my existing mountainer bag and applied. The main body of the bag would be 45cm in length and 50cm in width. The base was 35x15cm. Of course there would be pockets.
What happened after all this calculation? I could not finish my tasks on time and sewing was left for the last night. I did not consider my slowness in sewing. I thought it would be finished in a couple of hours. and settled for my machine. The front side of the fabric looked like suede so the surface was quite rough. But the backside was slippery. My machine refused to sew such a fabric. Thus it was the first goal to me. I tried for nothing. But it was too late to buy a bag. And it was impossible to go to the site without a backpack.


Daha en başından pazen parçalarını kullanmam gerekirdi dedim. (Gecenin o vakti aklımdan "pazenin laneti" geçmedi değil :) Tek bir çantaya yetecek kadar kumaş yoktu. Mecburen çılgın renkleri karıştıracaktım. 
------------
I thought i must have used the flannel from the very start. (in the middle of the night i thought "the curse of the flannel" :) There was not enough fabric for a whole bag. Thus i had to mix crazy colours. 


Çantanın askılarına tela koydum. Biraz dik olsunlar istedim. Ama ütülemediğim için öyle bir şey olmadı.
------------
I have put interlining to the straps. But as i did not iron it did not work.


Ana gövdede 2 bölme yapacaktım olmadı. Önüne 22x20cm boyutlarında bir cep koydum. Onun üzerine kapak yapacaktım olmadı. Yanlarına ek cepler ve kapak yapacaktım olmadı. Astar dikecektim olmadı. Pazenden bağcık dikecektim olmadı.
---------
I was planning to sew two parts. Did not happen. I sewed a 22x20cm pocket to the front. I would sew a flap, did not happen. Would put side pockets and covers, did not happen. Would sew lining, did not happen. Would sew flannel tie, did not happen.


Davulcular geçti, sabah oldu. Ve ben ancak kapıdan çıkmadan önce düğmeyi dikebildim. Daha vakit olsa neler yapardım ama ilk denemede bu kadar çıktı. 
---------
So the ramadan drummers passed by, morning broke. I sewed the button right before we left. I would do so much more if i had the time. But this is all for the first trial.


Aldım "deli kızın çeyizi"ni araziye getirdim. Ağır kullanım sonucu dikişleri atar diye bekliyordum, ilk 2 günde bana mısın demedi. Eğer bu 1 aylık arazi çalışmasını hasarsız atlatırsa endüstriyel üretim bile yaparım:)
-----------
I took the "mad girl's wedding dress" and brought it to the site. I was afraid the stitches would fray due to heavy use, nothing happened on the initial 2 days. If it survived the 1 month site challenge i may even do industrial production:)

Bu kadar konuşmanın üzerine son söz: Bu yaz pekçok anlamda sarsıcı geçiyor Türkiye'de. İyi ki de öyle oluyor. Benim şu kıytırık blogumu okuyan kaç kişi vardır bilmiyorum ama söylemezsem çatlarım. Eğer tatile çıkacaksanız ya da seyahat edecekseniz lütfen biraz da kültüre vakit ayırın olur mu. Şu ülkede görülmesi gereken o kadar güzel ve eşsiz tarihi yerler var ki...Ben koruma alanında çalışan bir mimarım. Sade bir vatandaşım. Ama hala dünyayı değiştirebileceğime inanıyorum. Herşey farkındalıktan geçer. En yakınınızdan başlayın. Hiç değilse bir yürüyüşe çıkın, kendi semtinizde gezin. Ne kadar güzel bir ülkede yaşadığımızı farkedin. Bu güzellikleri paylaşmak hepimizin hakkı ve özgürlüğü. Görmek ve bilmek sahip çıkmaktır. İşte böyle...

11 yorum:

  1. tepeden aşağıya uzanıp giden manzara, başınızdaki yazma ve o muhteşem çantanız tek kelimeyle nefis bir manzara. ben taşları hep çok sevmişimdir kocaman kütleli kayalarıda maharetli ellerde dantel dantel işlenmiş olanları da taşın yüzü soğuk derler ama bana huzur verir hatta yol kenarında görüp aşık olduğum keşke evimin bahçesinde olsaydı da inip çıkıp sarılsaydım dediğim bir kaya bile var. ne şanslısınız diye geçti içimden şimdi.
    bu iş bu gece bitmeli diye geçmişse içimden sabah ezanını duymadan yatamam bende üstelik düşündüğümün dışında bambaşka bir sonuçla bu çantada öyle olmuş ama çok güzel olmuş kaygan kumaşlar için teflon ayak, saten ayağı gibi ayaklar kullanabilir yada dikerken kağıtla birlikte dikebilirsiniz suni derilerde ise ben pudra ya da nişasta sürüyorum bazen kaymayı önlemek için. yapabilmenin lezzeti alındıktan sonra devamı geliyor nasılsa :)) yönlendirme için teşekkürler çok naziksiniz

    YanıtlaSil
  2. Gonca Hanım merhaba. Bulundugum yer Burdur'un Ağlasun ilcesindeki Sagalassos antik kenti.Ben 2000 yılından beri burada yaz aylarında çalışıyorum.(Kaş'a araba ile 3,5 saatte varıyoruz buradan.Antalya'dan 1,5 saat) Eğer yolunuz buralara düşerse mutlaka uğrayın. Hava çok serin, hiç nem yok. Hatta Antalyalılar yayla evi niyetine Ağlasun'dan ev tutuyorlar her yıl.Çok güzel, suyu bol, yemyeşil bir vadinin içinden Akdağ'a tırmanacaksınız. Tepede de Sagalassos sizi karşılayacak.
    Eylül'de eve dönünce şu kaygan kumaşları dikme denemesi yapacağım.Benim makinem oyuncak gibi minnacık ve amatör bir şey.O yüzden ayaklarını değiştiremiyorum.(Gerçi beni çok şaşırttı, gerçekten kalın kumaşları bile dikti.)Kağıt bir çözüm olabilir.Pudra ve nişastayı ise hiç bilmiyordum.Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  3. Arazide çalışırken güneş yükselene kadar hep yazma takarım, sonra da şapkaya geçerim. O yüzden yıllar içinde çok yazma eskittim ama atmaya kıyamadım. Acaba diyorum onları da kesip biçsek, arkalarına destek koysak, kırkyama gibi bir şeyler çıkar mı? Yazmalardan yapılan yelekler ve plaj elbiseleri gördüm.

    YanıtlaSil
  4. yazmadan bir buluzum var yelek, ceket her şey yapılabilir astarlanarak hatta kırkyama örtülerde çok güzel olur ben bir ara eski yazma parçalarından içi üzerlik tohumu ve çörekotu dolu muskacıklar yapmıştım kapı süsü bizim orada çörekotunun nazardan koruduğuna inanırlar. ama yzma çok hassas bir malzeme çabuk örseleniyor eskiler beli bir süre sonra parçalanıveriyor atmaya kıyamadığım ve ben bundan bir şey yaparım diye sakladığım bir yazma elimde parçalanıvermişti o yüzden kırkyama yapılacaksa yenileriyle yapmak daha mantıklı çünkü çok emek isteyen bir şey

    YanıtlaSil
  5. Olmayanlar ne ne güzel bir çantayı oluşturmuş,manzara güzel,duruş güzel,çok beğendim :)

    YanıtlaSil
  6. Söylediklerinde de o kadar haklısın ki...Ben de kendi adıma bu söylediklerini yapıyorum,farkındalık yaratma konusunda öğrencilerimin de kulaklarını kurutuyorum ...Harikasın

    YanıtlaSil
  7. Ahh yaslilik, ahh iyi gorememe:)) Basta etegi gordum canta olayini okudum, okuyarak asagilara inerken pazen cantayi ve seni(senmissin:) gordum Allah allah Goncayi niye koymuski dedim, sonra haa ornek vermek icin dedim, sonra dikkatle baktim Ozgecikmis:))
    Pazenin laneti, kendisini dikmen icinmis.:)) Cok alinmis kendisini kullanmamana:))
    Ama cok guzel olmus, guzel gunlerde kullanilsin can kardesle birlikte:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydııın :) Gerçekten düşününce pazenlerin kullanılması gerekiyormuş. İyi ki öteki kumaşı dikememişim, kesin arazide parçalanırdı.Kendi fotoğrafımı bloga koyma konusunda hala çok tereddütlüyüm. O yüzden doğrudan fotoğraf makinesine bakamıyorum, hatta mümkünse arkadan fotoğraf çektiriyorum:) Ben de Gonca Hanım gibi dağ,tepe, açık hava neresi olursa gitmeyi seviyorum. Benzetmeniz normal aslında :) Biliyor musunuz bu kazı Belçika Leuven Üniversitesi'nin kazısı.Bazen aklıma geliyor, siz yakın mısınız Leuven'e?

      Sil
    2. Ben gectigimiz senelerde gorumcemin sandigini karistirirken gercek pazen bulup etek ve elbise dikmistim. Simdiki pazenler eskiler kadar kalin ve kaliteli degil maalesef:( Fotograf koyma konusundaki tereddut niye? Korkmayin bence:)) Direkt bakin gitsin, yada yavas yavas alisin:) Kazi calismasina gelince, evet yakin sayiliriz Leuven'e. 110 km. Esim Leuven Universitesinden Prof. Mark'i taniyormus saniyorum sizin isinizin bolum baskaniymis:))
      Yolunuz duserse beklerim.

      Sil
    3. Evet eski pazenler maşallah kadife gibi, şimdikiler basmadan hallice. Mark Bey yıllarca kazı başkanımızdı. 2 yıl önce yaş haddinden emekli oldu ama hala geliyor tabii ki.Onun yeri doldurulmaz.Yeni yılda fotoğraftı, videoydu birkaç şey denemek istiyorum.Bakalım nasıl olacak...

      Sil

Merhaba. Zaman ayırıp düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Yorumlarınız benim için önemli :)
----------------
Hello. Thank you for making the time to share your ideas. Your comments are important for me :)