Öyle akşamlar olur ki deniz kokusu iç sokaklara kadar sokulur. Limon çiçekleri tokat gibi çarpar insanın yüzüne. Ilık hava ikinci bir tendir sarar her yanını. İnsan en çok böyle zamanlarda farkına varır bedeninin:
Ellerin vardır örneğin hiçbir yere sığdıramazsın. Kulakların vardır her sese açık. Duyduğun ilk ağustos böceği midir üçüncü kırlangıç ailesi mi? Bir boynun olduğunu hatırlarsın sözgelimi; saçların fazlalıktır. Omuzların açıkta değildir henüz ama lodos yakandan içeri dolmaktadır. Cılız kolların güçlüdür, istesen dünyayı bile kaldırır. Göğsün hızla inip kalkar; vefalı bacakların koşarak geçmiştir çünkü her yolu. Ya ayakların, aylardan beri ilk kez bu kadar özgür, sızlar da sızlar yine de hiç ihanet etmez. Bir şey olmalıdır insanı delirtecek, belki bir mucize beklenir. Bu sebepsiz mutluluk yerini bulmalıdır. Hiçbir şey olmaz.
Bir komşuyla karşılaşılır. İçten bir gülümseme alınır. İçten bir iyi akşamlar verilir. Akşam gerçekten de iyidir. Bazen sekerek de olsa yürüyebilmek, çarpık dişlerine rağmen gülümseyebilmek de bir şeydir.
:)
YanıtlaSilve "insanın gözleri yüzüne sığmaz".. ne güzel ifade etmişsiniz...
:)
YanıtlaSilve "insanın gözleri yüzüne sığmaz".. ne güzel ifade etmişsiniz...
Sen böyle söyleyince aklıma Küçük İskender geldi, "Gözlerim Sığmıyor Yüzüme":)
YanıtlaSilondan tırnak içine aldım :)
YanıtlaSil