11.09.2005

Eylül















Eylül yaklaştıkça içime gelip yerleşen sancı...Bir haftasonu o yolda yürürken ansızın dayanılmaz bir hal alıyor. O çok alıştığım sahil kasabasının en sevdiğim sokağına dalıyorum. Sitenin tabelası hala duruyor. Yerler parke taşlarıyla kaplı. Küçük bahçelerinin duvarlarından birkaç metre içeride yazlık evler var. Dikkatli bakarsam birbirinin aynı olanları bile görebiliyorum. Aslında bu da bir yanılsama. Hangi iki ev birbirinin aynı olabilir ki? İşte biri sapsarı diğeri beyaz. Birinin penceresinde tanımadığım bir çocuk var, öbürüyse boş- terastaki yaşlı teyzeyi son anda farkedip gülümsüyorum; bizimkisi göz aşinalığı sadece, yine de onu orada bulmak güzel. Havadaki deniz kokusuna yasemin ve hanımeli karışıyor. Çok derinden de yeni sulanmış toprağın kokusu geliyor burnuma. Öyle ya akşam oluyor, buralarda güneş batarken herkes bahçesini sular. Yoksa küser çiçekler...















Şu kısacık yolda yürürken eski bir dostu görmeyi ne kadar çok istiyorum... Gözlerim birilerini arıyor oysa kimse yok. Bazı evlerin kepenkleri hiç açılmamış, her tarafta sarmaşıklar. Nasıl içim acıyor. Sanki terkedilen benmişim gibi düğümleniyorum. Sokağın denizle kavuştuğu köşedeki eve bakamıyorum bile. Gözlerimi kaçırıyorum. Sırtımı dönmek de işe yaramıyor. Hiçbir şey kaybolmuyor işte. Hani ağlamamak için gözlerimi kırpıştırınca yaşları savuşturabilirim ya yine öyle yapıyorum. Gözlerimi açıp kapadıkça aklıma üşüşenleri kovalarım sanıyorum. Yüzümü kumsala çevirip yürüyorum. Ama attığım her adımda başka bir anı takılıyor ayağıma. Ne başımı sallamak ne de gözlerimi kapamak: Terasta oturmuşuz gülüşüyoruz, sen hiç unutmadığım o kokunu sürmüşsün. Güneşten burnun kızarmış bir de sağ kolun, şemsiyenin altına çekmeyi akıl edememişsin yine. İçeride annenin bıraktığı kurabiyelerden yiyoruz, yemek sadece vakit kaybı aslında yapacak onca şey varken... Kapının üzerinde bıçakla asılmış bir not “Banyodaydım”... Beklemişsin ve ben yine geç kalmışım. Birine dokunmanın hem masum hem de güzel olduğu günler. Sorumluluklar çok azmış biz dünyayı taşıdığımızı sanırken. Aramıza ne çok zaman girdi. .. Ne çok mesafe ve insan... Utanarak farkettim bugün her yıla birini sığdırmışım neredeyse. 12 yıl olmuş. Ben savrula savrula daha uzaklara gittiğimi düşünürken buradayım işte. Her Eylül’de tatilciler çekilip sahil boşalırken böyle mahvoluyorum. Evet kumsal sessiz, rüzgar da çok güzel. Ama yalnızlık neredeyse katılaşıp önüme dikiliyor. Deniz dalgalı lacivert, kayalarda balık tutanlar da yok tabii. Hele palmiyeler çırpınırken herşey daha da çekilmez oluyor. Tökezleye tökezleye yürüyorum kumlarda. Bir şey eksik. Sadece bir tek şey mi? Söyleyemiyorum. Dillendirmeyince kabul etme zorunluluğu da kalmıyor ortada.

Artık ayıramadığım şeyler var. Mesela yazın bitişi, senin yokluğun, gitme mecburiyetim, büyümek... Hepsi peşpeşe patlıyor kulaklarımda. Kumsalın başındaki lambanın altında durup sandaletlerimi silkeliyorum. Gitmek her seferinde daha da zor oluyor. Bunları bırakıp dönüyorum. Büyüyorum...

Geriye yalnız söylemek istediklerim kalmış... Hayatım boyunca ıskaladığım hiç kimse için pişmanlık duymadım. Ama galiba o günleri çok özlüyorum.

7 yorum:

  1. Yazma tarzınız çok hoş yalarınızın devamı dileğiyle, kolay gesin.

    YanıtlaSil
  2. Beni havalara uçuracak kadar hoşgeldiniz:) Yine bekleriz:)

    YanıtlaSil
  3. arkadaşım süper yazıyorsun. ben de yazılarının devamını sabırsızlıkla bekliyorum. özgür avukat

    YanıtlaSil
  4. Arkadaşlar söylemiş söyleyeceğini, tepeden aşağı tüm bloglarında naif bir tarz seziliyor. Öyle samimi ve içtenki...

    Kıskandım açıkçası.. böyle yazamadığım için...

    YanıtlaSil
  5. Fikrimde Uçuşanlar:)
    Ben de senin kadar tartışma yaratacak şeyler yazamıyorum.Hiç kıskanma...

    YanıtlaSil
  6. Yazdıkların içimi acıttı nedense...

    YanıtlaSil
  7. Adalar, deniz ve diğerleri. Buradan okuyunca çok keyifli görünüyor, bence sadece trafiğiyle ünlü şehilerde yaşyan insanlar için, oralara taşınabilme ihtimallerini de yazmalısın bu blogda
    selamlar
    ılgaz

    YanıtlaSil

Merhaba. Zaman ayırıp düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Yorumlarınız benim için önemli :)
----------------
Hello. Thank you for making the time to share your ideas. Your comments are important for me :)