İzmir’in güzel insanları ve Sezen Aksu oradaydı...Tıklım tıklımdı Fuar Açıkhava. Bütün gece gizli gizli ağladım. Çok dokundu.
Bazı şeyleri her daim elimizin altında, kolayca buluverdiğimiz için mi hep varolduklarını sanıyoruz? Bu yüzden mi değerini bilmiyoruz? Ben hiç “okula nasıl giderim?” diye sormadım. İhtiyacım olan destek yanımdaydı. Bu destekle ilerledim. Sevmediğim bir şeyi yapmaya zorlanmadım hiç. En kötü hatalarımda bile elimden tutup kaldırdılar beni. Öylesine katıksız bir sevgi ve güven gördüm. Sahip olduğum özgürlüğü kanıksamışım. Yeniden hatırladım bu gece. Kendimi şanslı hissettim, bir o kadar da suçlu, batan gemiden ilk önce kaçan fareler misali...İzmir cadısı kendini kurtarmış ama bulunduğu coğrafyayı yaşanılır kılmak için ne yapmış? İşte konsere gelmiş, birkaç kere ders vermiş, birkaç kere de küçük bağışlar yapmış. Sonra da tıpkı kalabalığın yaptığı gibi unutmuş bunları, vicdanı rahatladığı için. Çabalamadan elde ettiği eğitim özgürlüğünü şımarıkça harcayan insanlara karşılık okuma yazma bile bilmeyen bir milyondan fazla kadın var. O kadınların binlercesi –evet resmi olarak binlerce- burada, İzmir’de benimle omuz omuza yaşıyor. Ben hergün kalkıp olmadık şeylerden şikayet ederken birileri hangi otobüse bineceğini bilmediği için o gün de evden çıkamıyor. Bunlara dayanamıyorum artık.
Kadınlara da özgürlüğün hediye edildiği bir ülke düşlemek çok mu fazla acaba? Biz adam olur muyuz? Lütfen biri evet desin. Herkes eşit olsun.
“.....
Her çiçeğin kar altından
Güneşe giden masalında
Yaşamak yeniden tazelenir
Yeniden anlamlanır
Işığa uzanırken kardelen
Kış rüyasından
Ümidin mucizesiyle
Sevince uyanır”